Bartu Badak, Muhammed Kandemir, Necdet Fatih Yaşar
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı, Eskişehir

Polip, epitelyal bir yüzeyden kaynaklanan makroskopik olarak görülebilen lezyonlara verilen addır. Polipler histolojik özelliklerine neoplastik olanlar veya neoplastik olmayanlar olarak iki gruba ayrılır. Neoplastik olmayan polipler inflamatuar,hamartomatöz, submukozal (lipom, lenfoid polip), hiperplastik polip olarak 4 gruba ayrılır. İnflamatuar polipler, gland yapısı içeren, fakat epitelinde atipi gözlenmeyen poliplerdir. Özel bir formu juvenil poliptir. Juvenil polipler aynı zamanda hamartomatöz olarak da sınıflandırılmaktadır. Juvenil polipler (JP) sıklıkla çocukluk ve genç yetişkin yaşlarda görülen poliplerdir. En sık olarak 2-4 yaşta görülür. Sıklıkla izole juvenil polip olarak görülür ve genellikle sol taraf yerleşimlidir. Saplı ve büyük boyutlu olabilirler. Bazı vakalarda otoampute olarak atılabilirler. En sık semptomu ağrısız rektal kanamadır.Bizim hastamız 62 yaşında erkek hasta idi.Bilinen 10 yıldır hipertansiyon ve 5 yıl öncesinde koroner arter hastalığı nedeniyle 2 adet kardiyak stent öyküsü mevcuttu.Yapılan laboratuvar tetkiklerinde Hb değeri 6.2 gr/dl gelmesi üzerine 3 ünite eritrosit replasmanı ile Hb 10. 1 gr/dl düzeyine getirildi. Anemi etiyolojisini araştırmaya yönelik özafagogastroduodenoskopi ve kolonoskopi istenen hastanın yapılan özafagogastroduodenoskopide özafagus, fundus, kardiya mukozaları normal,mide corpus ve antrum mukozaları ödemli,bulbus ve postbulber mukozalar normal olarak bulundu. Kolonoskopide sigmoid kolonda 0.5 cm çapında polibe polipektomi yapıldı, transvers kolonda ucu nekroze ülsere, sapından ucuna yaklaşık 10 cm uzunluğunda saplı polip izlenmiş ve bx alınmış. Patolojik değerlendirmede,sigmoid kolon polipektomi materyali hiperplastik polip, transvers kolon polip biyopsi sonucu fokal alanlarda ülsere ve enfekte yüzeyel polipoid dokular olarak raporlandı.Fizik muayenesinde aktif bir patoloji görülmedi.Gerekli barsak temizliği yapılarak,hastaya total eksizyon amaçlı rekolonoskopi yapıldı.Yapılan kolonoskopide transvers kolon ortasından başlayıp,hepatik fleksuraya doğru uzanan,yaklaşık 10 cm uzunluğunda ucu ülsere,saplı polip görüldü. Görülen polip endoskopik snare ile sapından çepeçevre yakalandı. Elektrokoagülasyon akımı ile kesildi. Daha sonra yakalama forsepsi ile dışarıya alındı.Kolon diğer segmentleri normal olarak değerlendirildi. İşlem sırasında herhangi bir komplikasyon görülmedi.
JP'ler tipik olarak, malign potansiyelleri az olan hamartomatöz lezyonlar olarak düşünülür.Juvenil polipler ayrıca juvenil polipozis sendromun (JPS)da görülmektedir. JPS da ailesel öykünün ve 3-5 adet juvenil polip bulunması gerekir. JPS, kolorektal kanser için bir risk faktörü olarak bildirilmektedir ve JPS'li hastaların, genel popülasyona kıyasla kolorektal kanser gelişme riski belirgin olarak yüksektir.Bizim hastamızda bir adet juvenil polip saptandı.En sık semptomu ağrısız rektal kanamadır. Bizim olgumuzda ağrısız kanamaya sebep oldu. Hastaneye başvuru anında anemi mevcuttu ve endoskopik rezeksiyon sonrası kontrol Hb değeri yükselmiş olduğu görüldü.
Sonuç olarak juvenil polipler sıklıkla çocukluk ve genç yaşlarda görülmesine rağmen, nadir de olsa ileri yaşlarda da görülebileceği ve anemi sebebi olabileceği akılda tutulmalıdır.

Anahtar Kelimeler: polip, juvenil, dev